Van, Hakkari, Bitlis ve Muş’taki sivil toplum kuruluşları, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne yönelik politikalarını protesto etti.
Van’da Cuma namazının ardından Hz. Ömer Mescidi önünde toplanan vatandaşlar adına açıklama yapan Genç İHH Başkanı Uğur Aydemir, Çin hükümetinin 2017’den bu yana sayısı 1200’ü geçen toplama kamplarında binlerce kişiyi zorla gözaltına aldığını söyledi. .
Çin’deki zulmün diğer adının soykırım olduğunu belirten Aydemir, şunları kaydetti:
” Doğu Türkistan, bir etnik gruba yönelik en yaygın ve sistemli baskı rejimlerinden birine tanık oluyor. Bugün Uygurlar, en temel insan haklarından yoksun bırakılmış bir halk olarak toplu cezalarla karşı karşıya kalıyor. Din eğitimi ve öğretimi yasak, din eğitimi yasak. Kuran dahil dini kitap bulundurmak ve okumak, namaz kılmak, sakal bırakmak, başörtüsü, uzun etek gibi dini giysiler giymek yasaktır.
Hakkari
İHH Hakkari Şubesi gençleri ve STK üyeleri Cuma namazının ardından Ulu Cami önünde bir araya geldi.
Grup adına açıklama yapan İHH Genç İl Temsilcisi Veli Alioğlu, Çin hükümetinin 2017’den bu yana yaklaşık 3 milyon kişiyi toplama kamplarında zorla gözaltına aldığını belirtti.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde halkın inançlarını yaşayamadığını ve Kovid-19 bahanesiyle sokağa çıkmalarının yasaklandığını belirten Alioğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Çin’in ırkçı bir yaklaşımla İslam inancına mensup insanları ortadan kaldırmayı amaçlayan soykırım uygulamalarından vazgeçmesi adına bir kanaat oluşturmayı amaçlıyoruz. Kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz.”
Grup, namazın ardından dağıldı.
Muş
Muş merkezde Hacı Şeref Camii önünde toplanan grup adına basın açıklaması yapan Muş İHH Başkanı Şerafettin Yıldız, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin en yaygın ve sistematik baskı rejimlerinden birine sahne olduğunu belirtti. bir etnik gruba karşı teşebbüs.
Yıldız, Uygurların en temel insan hakları ellerinden alınmış bir halk olarak ağır cezalarla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
